Miras Ortaklığı Nedir
Miras Ortaklığı Nedir, Miras ortaklığı mirasın açılması ile mirasçılar arasında kendiliğinden oluşur. Kanunen miras ortaklığı murisin ölüm anıyla birlikte oluşur. Mülkiyetin el değiştirmesi için şart olan taşınmazların tescili, taşınırların teslimi, alacağın temliki işlemleri miras ortaklığının kurulması bakımından şart değildir. Murisin ölüm anıyla birlikte kanunen tereke üzerinde el birliği ile mülkiyet doğar. Sözleşme ve ölüme bağlı tasarruf ile bu durumun aksi kararlaştırılamaz.
Mirasın paylaşılması iki şekilde mümkündür. Birincisi mirasçıların kendi aralarında anlaşması ile. Bunun mümkün olmaması halinde mahkeme müdahalesi ile (izaleyi şuyu davası) mirasın paylaşılması mümkündür. Mirasın ortaklığı kanunen kendiliğinden oluşan bir kapsamdır. Yani kişiler bunu kendi isteği ile başlatmaz. Mirasçısı oldukları terekenin paylaştırılması durumunda ortaklık başlar ve paylaşım sonrasında da bu ortaklık herhangi bir resmi işlem yapılmadan son bulur. Her bir mirasçı miras hakkında tek başına taleplerde bulunabilir. Tabiki bu talepler kanunen mahkeme aracılığıyla yapılmalıdır. Mirasçı olan bir kişi mahkeme yoluna başvuru yaparsa ve davasını kaybederse bu durum diğer mirasçıları etkilemez.
Miras ortaklığında borç ödeyen mirasçının birtakım hakları bulunmaktadır. Mirasçıların hep birlikte sorumlu oldukları bir borcu sadece biri ya da birkaçı öderse, diğerlerine başvurma hakkı doğar. Miras ortaklığında kendi miras payından fazla ödeme yapan mirasçı, diğer mirasçılardan her birine, ödediği fazla kısım için miras payları oranında başvuru hakkına sahiptir. Her mirasçı miras kalan malın bölünmeye imkan vermemesi durumunda ortak malın satılarak satış bedelinden hakkını almak için mahkemeye başvurabilir. Satış bölünmesi mümkün olmayan mallar için son çaredir. Eğer mirasa konu mallar tüm mirasçılara bölünerek verilebilecek durumdaysa diğer mirasçıların satış yapılmasına itiraz edip etmediğine bakılarak satış yerine bölerek paylaşılmasına karar verilir.
Miras ortaklığının giderilmesi davası miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmadır. Yani görevli mahkeme Sulh hukuk mahkemesi, yetkili mahkeme ise ölenin son yerleşim yeri mahkemesidir. Türk Medeni Kanunu bu konuda yetkiyi sulh hukuk mahkemesi hakimine vermiştir. Buna göre temsilciyi hakim belirler. Ancak bu belirlemeden önce tüm mirasçıların görüşlerini alması değerlidir. Yine tüm mirasçılar temsilci olabilecek kişilerle ilgili öneride de bulunabilirler. Ama karar hakime ait olacaktır.