İş Akdinin Feshi Yargıtay Kararı

İş Akdinin Feshi Yargıtay Kararı

Bu dava, iş sözleşmesinin feshi sürecinde işverenin haklı sebep iddialarının incelenmesi ve davacının kıdem ile ihbar tazminatı taleplerinin geçerliliğinin belirlenmesi amacı taşımaktadir. Taraflar arasında, işçinin görevlerini yerine getirmemesi iddiası üzerinden yapılan fesih işleminin hukuka uygun olup olmadığı sorgulanmaktadir. Mahkeme, davacının iş sözleşmesinin feshi ile ilgili işverenin haklı sebep iddialarını yeterli bulmamış ve davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddini hatalı bulunmuştur. Feshe konu eylemlerin haklı bir sebep teşkil etmediğine karar verilerek, temyiz başvurusu kabul edilmiş ve mahkeme kararı bozulmuştur. Dolayısıyla, davacının tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıitır.

 

 

T.C.

YARGITAY

9. Hukuk Dairesi

Esas No: 2017/22156

Karar No: 2020/10256

Tarihi: 01/10/2020

» İşçinin Yapmakla Yükümlü Olduğu Görevleri Yapmamakta Israr Nedeniyle Fesih İçin “Israr” Koşulunun Gerçekleşmiş Olmasının Gerektiği

» Hatırlatmanın Daha Önce Belirlenmiş ve İşçiye Bildirilmiş Görevlerle İlgili Olmasının Zorunlu Olduğu

» Hatırlatmadan Sonra İşçinin Sadece 1 Kez Görevi Yapmamasının Fesih İçin Yeterli Olmadığı

» İşçinin Görevi Yapmama Eyleminin Hatırlatmadan Sonrada Devamlılık Göstermesinin Gerektiği

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 16.04.2008-17.12.2010 tarihleri arasında çalıştığını ancak iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın sonlandırıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; iş sözleşmesine haklı sebeple son verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, tanık beyanları, davalı işverenlikçe tutulan tutanaklar ile tutanak kapsamlarının ve eylemlerin davacı imzalı iş sözleşmesindeki görev tanımı içerisinde olduğu ve istenen savunmalar karşısında 22.12.2010 günlü ihtarnameyle “İşçinin yapmakla ödevli olduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi” gerekçesiyle feshedildiği, fesih hakkının son eylem tarihinden itibaren 6 günlük hak düşürücü süre içerisinde kullanıldığı bu sebeple işçinin feshinin haklı sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Taraflar arasında işverence iş sözleşmesinin sona erdirilmesinin haklı sebebe dayalı olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 25. maddesinin II. Bendinin (h) alt bendine göre, işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi işveren açısından fesih için haklı bir sebeptir.

İş görme edimi, işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun olarak yerine getirilmelidir.

İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri; kanundan, yönetmelikten, bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanabilir. İster kanundan, isterse sözleşmeden doğsun, işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevlerinin açık olması gerekir. Söz konusu hükme göre, işçinin yapmakla ödevli olduğu görevlerini yapmaması derhal fesih için yeterli değildir. İşçinin görevlerinin hatırlatılması ( tekrar kendisine bildirilmesi), buna rağmen yapmamakta ısrar etmiş olması gerekir. Hatırlatma daha önce belirlenmiş ve işçiye bildirilmiş görevlere ilişkin olmalı ve işçinin görevlerini yerine getirmekten kaçınmasından sonra yapılmalıdır. işçiye daha önce bildirilmiş olan görevleri genişletilerek veya ek görevler verilerek hatırlatma yapılamaz. Hatırlatma sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Yapılmayan işin görev kapsamına girdiğini, hatırlatma yapıldığını ve işçinin yapmamakta ısrar ettiğini kanıtlama yükü, işverendedir. ( Bkz. … Türk İş Hukukunda Haksız fesih 1. B, Eylül 2020, sf. 197-198. )

Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardından sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama eylemi hatırlatmanın ardından da devamlılık arz etmelidir. Devamlılık gösteren görevi yapmama haklı sebep kabul edilmeli, ancak devamlılık göstermeyen görevi yapmama, işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise, iş sözleşmesinin feshi geçerli sebep sayılmalıdır.

Somut uyuşmazlıkta; davacı davalı ……AŞ.’ye ait mağazada satış elemanı olarak 2 yıl 8 ay 1 gün süre ile çalışmıştır. Davalı işveren 22.12.2010 tarihinde noter kanalıyla gönderdiği ihtarname ile işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi sebebiyle işine son verildiğini bildirmiştir. Mahkemece de feshin haklı sebebe dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.

Davalı işverence feshe konu edilen eylemler hakkında 14.09.2010-15.12.2010 tarihleri arasında tutanak tutulduğu görülmektedir. 14.09.2010 tarihinde kredi kartı sliplerini pos dışında muhafaza ettiği için evrakın kaybolmasına sebep olduğu, davacının savunma vermekten imtina ettiği tutanak altına alınmıştır. 22.9.2010 tarihinde aynı sebeple evrak kaybolma ihtimaline binaen yine davacıdan savunma istendiği ancak davacının savunma talep yazısını imzalamadığı tutanak altına alınmış ayrıca 22.09.2010 tarihinde davacının sözlü olarak uyarıldığı bildirilmiştir. 1.10.2010 tarihinde kasa devir işlemi yapılmadığı için savunma istendiği, davacının savunmasında iş yoğunluğu sebebiyle yetişemediğini bildirdiği görülmektedir. 22.11.2010 tarihinde sigara alabilmek için kasadan para istediği için savunma istendiği ve savunmasında kural dışı olan bu husus konusunda diğer personelleri denemek için bu şekilde bir harekette bulunduğunu beyan ettiği görülmektedir. 7.12.2010 tarihinde kasiyer prosedürü ile ilgili savunma isteminin yırtılarak imha edildiği belirtilmiştir. 12.12.2010 tarihinde fifo işlemi yapmaması sebebiyle savunmasının istenildiği, savunmasında aceleden hata ettiğini kabul ettiği görülmektedir. 15.12.2010 tarihinde ise 15,00 TL kasa açığı verdiği ve savunmadan imtina ettiği belirtilmiştir.

Öncelikle, feshe konu edilen eylemlerin hiçbirinin tek başına haklı fesih ağırlığında olmadığı görülmektedir. Tutanaklar incelendiğinde, davacının kendisinden savunma istenildiğinde savunmasını verdiği dolayısıyla savunma isteminden imtina ettiği yönündeki tutanakların işverence tek yanlı olarak tutulan tutanaklar olduğu, davacının sadece bir tutanak dolayısıyla sözlü olarak uyarıldığından söz edildiği, bunun haricinde diğer tutanaklarda davacıya görevinin hatırlatılıp uyarıldığından söz edildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığı görülmektedir. Öte yandan, davalı tanıklarından birinin bilgisinin duyuma dayalı olduğu diğer davalı tanığının ise bölge müdürü olduğu dolayısıyla tutulan tutanakların içeriğinin yöntemince ispatlandığından söz edilemeyeceği, davacının sözlü yada yazılı olarak uyarıldığını gösteren dosya kapsamında bir başka delil de bulunmadığı anlaşılmak ile 4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 25. maddesinin II. Bendinin (h) alt bendine göre,” işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar” sebebiyle haklı fesih koşulları oluştuğu ispatlanamadığından, feshin olsa olsa geçerli sebebe dayalı olduğu kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile taleplerin reddine karar verilmesi hatalıdır.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, 01.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sık Sorulan Sorular

Tahliye taahhütnamesi ne zaman imzalanır Yargıtay kararı?
Yargıtay’ın kararı kesin midir?
Yargıtay hangi kararları verebilir?
Yargıtay kararları kaç ay sürer?
Yargıtayın Üstün kimdir?
5 yıl ceza Yargıtay’a gider mi?
Yargıtay Anayasa Mahkemesinden üstün mü?
Yargıtay kime bağlıdır?
Yargıda en üst merci kimdir?
En üst mahkeme nedir?
Yargıtay kararları hakimi bağlar mı?
Yargıtay karar değiştirir mi?
Yargıtay’dan sonra hangi mahkeme gelir?
Yargıtayda kararı kim verir?
Yargıtayda savcı var mı?
Yargıtay karar verdikten sonra ne olur?
Yargıtayda kaç hâkim var?
Savcıların en üstü kimdir?
Savcı mı üstün hakim mi?
En genç savcı kaç yaşında olur?
Savcı kimin amiridir?
Kaç kadın savcı var?
Savcı polise emir verebilir mi?

 

 

Kaynak:

Yargıtay Karar Arama

 

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

Feshin Süresi ve İşçi Hakları: Yargıtay’dan Önemli Karar

Feshin Süresi ve İşçi Hakları: Yargıtay’dan Önemli Karar

Davanın amacı, davacının iş akdinin haksız yere feshedildiğini ve bu feshe bağlı olarak çeşitli işçilik alacaklarını talep etmektir. Davacı, işverenin iş akdini feshetme nedeninin haksız olduğunu, yapılan fesih işleminin yasal çerçevede geçersiz olduğunu öne sürmekte ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ile yıllık izin alacaklarının ödenmesini talep etmektedir.

Mahkeme, davacının iş akdinin feshinin haklı bir neden olmaksızın yapıldığını ve yasal süreler içinde gerçekleşmediğini tespit ederek, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar vermiştir. Ancak, işverenin feshin geçerli olduğunu savunması ve hak düşürücü sürelerin dikkate alınmaması nedeniyle, Yargıtay kararı bozmuş ve davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddedilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu durumda, iş sözleşmesi feshi konusunda daha dikkatli bir inceleme yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.

 

 

T.C.

YARGITAY

9. Hukuk Dairesi

Esas No: 2017/18806

Karar No: 2020/15270

Tarih: 10/11/2020

» Haklı Fesihte Hak Düşürücü Sürenin Hesabında Olayın Olduğu Günün Sayılmayacağı

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin işveren …bünyesinde 05.11.2009 tarihinde makine teknisyeni olarak çalışmaya başladığını, davacının iş akdinin 13/11/2014 tarihinde işverence hiçbir haklı neden gösterilmeksizin feshedildiğini, davacının bu durumu 22.11.2014 tarihinde öğrendiğini ve Bölge Çalışma Müdürlüğü’ ne başvurduğunu, 24.11.2014 tarihli ihtarname keşide ettiğini, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, son net çıplak ücretinin aylık 1730,00.-TL olduğunu, ücretin 1000,00.-TL kadarının banka kanalı ile geri kalanının ise elden ödendiğini, soğuk hava deposunun işleyişi gereği ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının olduğunu, kullandırılmayan izin ücret alacaklarının olduğunu, işinin özelliği gereği, 24 saat çalışıp 24 saat dinlendirilmek suretiyle vardiyalı şekilde ve hafta tatili olmaksızın kesintisiz olarak çalışmasının olduğunu, yapılan fazla çalışmanın karşılığının ödenmediğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının 05.11.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, en son aldığı aylık ücreti ise asgari tutar üzerinden olduğunu, davacının işyerinde bir başka çalışan ile kavga ettiğini, davalı şirketçe bu olaydan dolayı 20.11.2014 tarihli ihtarname ile iş akdinin feshedildiğini, feshe konu kavga olayının yargıya taşındığını ve davacının ceza aldığını, feshin haklı olduğunu, 24.12.2012 tarihinden itibaren bünyesinde çalışan işçi sayısını arttıran ve vardiyalı sisteme geçen müvekkili şirkette, fazla çalışmanın tamamen ortadan kalkmış ve yeterli işçi sayısına sahip olduğundan ve işçiler vardiya usulüne göre çalışma yaptığından hiçbir işçi fazla mesaiye kalmadığını, yıllık ücretli izin kaydı belgesinden davacının yıllık izinlerini kullandığının görüleceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin iş akdine, işverenin bir başka işçisi ile kavga etmesi nedeniyle haklı nedenle son verildiği savunulmuş, mahkemece feshin altı iş günlük hak düşürücü süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle feshin geçersiz olduğu kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Feshe konu kavga olayı 13/11/2016 tarihinde gerçekleşmiş olup davalı işveren tarafından davacının iş akdine 20/11/2016 tarihinde son verilmiştir. Hak düşürücü süre, feshe konu olayın olduğu gün değil ertesi gün başlar. Davalı işverenin 20/11/2016 tarihinde yapmış olduğu feshin, haklı ve süresi içinde yapılmış usule uygun bir fesih bildirimi olduğu anlaşılmakla davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozma nedenidir.

SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

 

Sık Sorulan Sorular

Tahliye taahhütnamesi ne zaman imzalanır Yargıtay kararı?
Yargıtay’ın kararı kesin midir?
Yargıtay hangi kararları verebilir?
Yargıtay kararları kaç ay sürer?
Yargıtayın Üstün kimdir?
5 yıl ceza Yargıtay’a gider mi?
Yargıtay Anayasa Mahkemesinden üstün mü?
Yargıtay kime bağlıdır?
Yargıda en üst merci kimdir?
En üst mahkeme nedir?
Yargıtay kararları hakimi bağlar mı?
Yargıtay karar değiştirir mi?
Yargıtay’dan sonra hangi mahkeme gelir?
Yargıtayda kararı kim verir?
Yargıtayda savcı var mı?
Yargıtay karar verdikten sonra ne olur?
Yargıtayda kaç hâkim var?
Savcıların en üstü kimdir?
Savcı mı üstün hakim mi?
En genç savcı kaç yaşında olur?
Savcı kimin amiridir?
Kaç kadın savcı var?
Savcı polise emir verebilir mi?

 

Kaynak:

Yargıtay Karar Arama

 

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

 

 

Kıdem Tazminatı ve Hafta Tatili Ücretleri Yargıtay’dan Önemli Karar

Kıdem Tazminatı ve Hafta Tatili Ücretleri Yargıtay’dan Önemli Karar

Bu davanın amacı, davacı işçinin emeklilik sonrası çalışma sürecinde ödenmeyen kıdem tazminatı, eksik ücret, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleriv.b alacaklarının tahsilini sağlamakıtr. Ayrıca, işverenin yükümlülükleri ve işçinin hakları arasındaki uyuşmazlıkların netleştirilmesi hedeflenmektedir. Yargıtay, davacının hafta tatili ücret alacağının ödenmediiği ve emeklilik sonrası dönemde de kısmi süreli çalışmasına rağmen bu alacakların hesaba katılması gerektiği sonucuna vararak, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi kararlarını bozmuştur. Bu durum, işçilerin emeklilik sonrası haklarının korunması ve işverenin yükümlülüklerinin net bir şekilde belirlenmesi açısından önemli bir emsal teşkil etmektedir.

Taraflar arasında davacının hafta tatili ücret alacağının hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinde işçinin, tatil gününden önce aynı yasanın 63. maddesine göre…

 

T.C.

YARGITAY

9. Hukuk Dairesi

Esas No: 2020/3437

Karar No: 2020/19928

Tarihi: 23/12/2020

» Kısmi Süreli Çalışmada da Kesintisiz 24 Saat Hafta Tatili Kullandırılmasının Gerektiği

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren nezdinde 01.12.1990-10.02.2011 tarihleri arasında kapıcı olarak çalıştığını, emekli olduğunu ancak çalışmasını kesintisiz olarak halen sürdürdüğünü, 21.03.2012 tarihinde bir kısım kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, ödenen tutarın eksik olduğunu ileri sürerek fark kıdem tazminatı, eksik ödenen ücret, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının emekli olmasından sonra kıdem tazminatının ödendiğini ancak, davacının okuyan çocuğu olduğunu söyleyip 3 yıl daha çalışmak istediğini söylemesi üzerine günlük 3 saat ve aylık asgari ücretin yarısı tutarında ücret ödenmesi kaydı ile anlaşmaya varıldığını, davacının oturduğu dairesinin elektrik, su ve doğalgaz giderinin de apartman tarafından ödendiğini, davacının çalışmasını bu şartlarla sürdürdüğünü, 2011-2015 çalışma dönemine ilişkin kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerinin de ödendiğini, davacının hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince; toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu:

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Taraflar arasında davacının hafta tatili ücret alacağının hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinde işçinin, tatil gününden önce aynı yasanın 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla yedi günlük zaman dilimi içinde 24 saat dinlenme hakkının bulunduğu açıklanmıştır. İşçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin 2. fıkrasında ifade edilmiştir.

Hafta tatili izni kesintisiz en az 24 saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez.

Ayrıca, hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin 24 saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.

2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3. maddesine göre hafta tatili Pazar günüdür kural bu şekilde olmakla birlikte, işçiye Pazar günü dışında hafta tatili izni kullandırılması mümkündür.

Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.

Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.

Somut uyuşmazlıkta davacı davalı işyerinde 01.12.1990 tarihinde işe başlayıp 10.02.2011 tarihinde emeklilik olduğunu, emeklilikten sonra da çalışmasının kesintisiz olarak halen devam ettiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise davacının emekli olmasından sonra kıdem tazminatının ödendiğini ve emeklilikten sonraki dönemde kısmi süreli olarak çalıştığını savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince davacının emeklilik sonrası dönem de kısmi süreli iş sözleşmesi ile günde üç saat çalışma esasına göre çalıştığı kabul edilerek bu döneme ilişkin hafta tatili ücret alacağı talebinde bulunmasının mümkün olmadığı belirtilmiş ise de, yukarıda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca hafta tatili, yedi günlük zaman dilimi içindeki yirmidört saatlik dinlenme hakkını ifade etmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarına göre davacının pazar günleri temizlik yaptığı ve çöp topladığı kabul edilmiştir. Dosya kapsamından, davacının haftanın yedi günü çalışmasına rağmen hafta tatili ücret alacağının ödenmediği sabit olup, söz konusu alacağın emeklilik sonrası dönem için de kısmi süreli çalışma esasına göre yapılacak hesaplama ile hüküm altına alınması gerekmektedir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan ilk derece mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Sık Sorulan Sorular

Tahliye taahhütnamesi ne zaman imzalanır Yargıtay kararı?
Yargıtay’ın kararı kesin midir?
Yargıtay hangi kararları verebilir?
Yargıtay kararları kaç ay sürer?
Yargıtayın Üstün kimdir?
5 yıl ceza Yargıtay’a gider mi?
Yargıtay Anayasa Mahkemesinden üstün mü?
Yargıtay kime bağlıdır?
Yargıda en üst merci kimdir?
En üst mahkeme nedir?
Yargıtay kararları hakimi bağlar mı?
Yargıtay karar değiştirir mi?
Yargıtay’dan sonra hangi mahkeme gelir?
Yargıtayda kararı kim verir?
Yargıtayda savcı var mı?
Yargıtay karar verdikten sonra ne olur?
Yargıtayda kaç hâkim var?
Savcıların en üstü kimdir?
Savcı mı üstün hakim mi?
En genç savcı kaç yaşında olur?
Savcı kimin amiridir?
Kaç kadın savcı var?
Savcı polise emir verebilir mi?

 

Kaynak:

Yargıtay Karar Arama

 

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

 

 

İşçi Koruma İlkeleri ve Teminat Senedi İhtilafları

İşçi Koruma İlkeleri ve Teminat Senedi İhtilafları

Yargıtay kararları bu davada, işçi ve işveren arasındaki teminat senedinin niteliği ve geçerliliği üzerine bir uyuşmazlık yaşanmaktadır. Davacı, işverenin kendisinden aldığı senedin teminat olarak kullanılmadığını ve bu nedenle borçlu olmadığını iddia ederken, davalı ise senedin yasal bir borca karşılık düzenlendiğini savunmaktadr. Mahkeme, ilk kararında teminat senedınin geçerliliğini sorgularken, ceza mahkemesi kararlarının bekletici mesele olmasına ve davanın reddine hükmetmşitir. Ancak, Yargıtay, davacının işe başlarken teminat olarak senet verdiği ve işverenin zararını ispatlayamadığı tespitleri doğrultusunda, mahkemenin kararını hatalı bularak bozmuştur. Sonuç olarak, işçi haklarının korunması ve işverenin yükümlülüklerinin belirlenmesi amacıyla davanın yeniden değerlendirilmesi gerektiği ortaya konmştur.

 

 

T.C.

YARGITAY

22. Hukuk Dairesi

Esas No: 2019/5179

Karar No: 2019/15608

Tarih: 9.09.2019

» İşçiden İşe Girişte Senet Alınması

» İşe Girişte Alınan Senedin Teminat Niteliğinde Olduğu

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davalıya ait işyerinde 24.06.2006 tarihinde satış müdürü olarak göreve başlayan müvekkili işçiden beyaza imza attırılmak sureti ile teminat senedi alındığını, aynı zamanda senette kefil bulunmasının istendiğini, davacının kayınpederi olan diğer davacı …’un kefil olarak gösterildiğini, işe girdikten beş ay sonra bir takım usulsüzlükler tespit etmesi üzerine davacının şirketten ayrıldığını, çeşitli bahaneler ile oyalayarak senedin geri verilmediğini, üç yıl sonra boşlukları doldurularak 50000 TL borçlandırıldığını, senedin tanzim tarihinin 26.05.2006 işe girmeden önce borç vermiş gibi gösterildiğini, aralarında işçi işveren ilişkisi dışında ticari hiçbir ilişki olmadığı gibi senedin borç karşılığı verilmediğini, … 5. İcra Müdürlüğünde 2009/5872 esas sayılı dosyasında senedin takibe konulduğunu, yapılan takibe konu senet nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ile takibin durdurulması ve yüzde 40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süre içinde imza inkarında bulunmadığını bu nedenle senet altındaki imzayı ikrar etmiş olduğunu, müvekkili davalıya ait şarapların pazarlamasını yapmak için işe girdiğini, işe girerken 15000 TL borç aldığını, senedin bu borç ve aralarındaki ilişkilerden doğan borçlara karşılık verilen senet olduğunu, kambiyo senedinin aksini iddia eden tarafın iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davanın haksız ve yersiz olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/5872 esas sayılı dosyasında 02.03.2009 tarihinde takibe konulan 26/05/2006 düzenleme tarih, 02/01/2007 ödeme tarihli 50.000,00TL bedelli senet nedeni ile davacıların borçlu olmadıklarının tespiti ile alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin karar; Dairemizce davalı hakkında açılan kamu davalarının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre bir değerlendirme ile karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece ceza mahkeme kararlarının kesinleşmesi beklendikten sonra icraya konulan senedin teminat senedi olduğu sabit olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Uyuşmazlık davaya konu menfi tespit davasının dayanağı olan senedin teminat senedi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu durumun ispatlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.

Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu sebeple iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.

İşçiden teminat olarak alınan senet sebebiyle işçinin borcu, işverene verdiği zarar veya yedindeki nakit miktarı ile sınırlıdır. Zararı ve davacı işçiden alacağı olduğunu işveren ispatlamalıdır. Teminat niteliğinde alınan bu senetler işverenin zararını veya alacağını kanıtlamadığı sürece geçersiz sayılmalıdır.

Somut olayda, Dairemiz bozma ilamı ile … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/386 Esas sayılı, teminat senedinin elle düzenlenerek kötüye kullanılmasına ilişkin davalı …’ın resmi evrakta sahtecilik suçundan yargılamasının devam ettiği kamu davası ile davacı …’ın şikayetiyle, davalı … aleyhine, açığa imzanın kötüye kullanılması sebebiyle yargılaması süren … 37. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/687 nolu dosyasının sonucunun bu davayı etkileyeceği belirtilerek söz konusu ceza mahkemelerinde yargılaması devam eden kamu davalarının kesinleşmesinin beklenilmesi ve sonucuna göre değerlendirme yapılması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Bekletici mesele yapılan kararların davalı yönünden beraat ile sonuçlandığı, özellikle … 37. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/ 687 esas ve 2014/ 246 Numaralı beraat kararına ilişkin “imzası inkar edilmeyen takibe ve davaya konusu senedin sanık (davalı …) tarafından aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna dair yazılı delil bulunmadığından suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı” gerekçesi ile Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 2016/ 826 esas 2018/ 3657 karar numaralı 18.04.2014 tarihli ilamı ile onandığı görülmektedir.

Kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararları, hukuk davalarında bağlayıcı değildir. Ancak, ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararları bağlayıcıdır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesinde de bu husus düzenlenmiştir. Maddeye göre, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.

Yargılama aşamasında dinlenilen davacı tanıkları çalışma esnasında çalışanlardan boş senetlerin teminat olarak alındığını, işyeri uygulaması olduğunu belirtmiştir.

Dairemizin ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre teminat senedi olarak alınan senedin icraya konulması durumunda işverenin bir zararı var ise ispat etmesi gerekir. Oysa davalı taraf davacılar ile aralarındaki 1.500,00 TL şahsi borç ilişkisinin nedenine dair her hangi bir delil sunmamıştır.

Her ne kadar davacı …’ın şikayetçi olduğu açığa imzanın kötüye kullanılmasına ilişkin suçtan ötürü ceza mahkemesince davalı yönünden beraat kararı verilmiş ise de; tüm dosya kapsamından davacının işyerinde çalıştığı süre, yaptığı iş, dinlenen tanık beyanları, senedin düzenleme, ödeme tarihi ile takibe konulmasına ilişkin aradan geçen üç yıla yakın süre, işyerinde yapılan uygulamalar ve hayatın olağan akışına göre takibe konu senedin, davacılardan işe girerken teminat olarak alınan senet olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen sebepten ötürü mahkemece davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

Sık Sorulan Sorular

Tahliye taahhütnamesi ne zaman imzalanır Yargıtay kararı?
Yargıtay’ın kararı kesin midir?
Yargıtay hangi kararları verebilir?
Yargıtay kararları kaç ay sürer?
Yargıtayın Üstün kimdir?
5 yıl ceza Yargıtay’a gider mi?
Yargıtay Anayasa Mahkemesinden üstün mü?
Yargıtay kime bağlıdır?
Yargıda en üst merci kimdir?
En üst mahkeme nedir?
Yargıtay kararları hakimi bağlar mı?
Yargıtay karar değiştirir mi?
Yargıtay’dan sonra hangi mahkeme gelir?
Yargıtayda kararı kim verir?
Yargıtayda savcı var mı?
Yargıtay karar verdikten sonra ne olur?
Yargıtayda kaç hâkim var?
Savcıların en üstü kimdir?
Savcı mı üstün hakim mi?
En genç savcı kaç yaşında olur?
Savcı kimin amiridir?
Kaç kadın savcı var?
Savcı polise emir verebilir mi?

 

Kaynak:

Yargıtay Karar Arama

 

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

Tahliye Taahhütnamesi Örneği 2025

Tahliye Taahhütnamesi Örneği 2025

 

Kiracı, kiralananı belli bir tarihte tahliye etmeyi yazılı olarak üstlenirse, o tarihte kiralananı tahliye etmelidir. Aksi halde, kiraya veren, yazılı tahliye tarihinden başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle kira sözleşmesini sona erdirebilmektedir. Tahliye talebi yetkili icra dairesine veya mahkemeye yapılmaktadır.

 

Tahliye Taahhütnamesi Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler; 

Tahliye taahhütnamesi örneği doldurulurken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, taahhütnamenin geçerlilik şartlarının sağlanmasıdır. Bunun yanında, somut olaya göre önem arz edebilecek farklı detaylar da söz konusu olabilir. Aşağıda, hem taahhütnamenin geçerlilik şartları hem de bunlar dışında dikkat edilmesi gereken birkaç husus listelenmiştir.

Tahliye taahhütnamesi yazılı olmalıdır.

Tahliye taahhütnamesi kira sözleşmesiyle birlikte yapılmamalıdır. Ancak evin tesliminden sonra yapılabilmektedir.

Taahhütnamede kiracının veya temsilcisinin imzası yer almalıdır.

Taahhütnamede tahliye tarihi mutlaka yer almalıdır.

Birden fazla kiracı varsa her birinin imzası taahhütnamede yer almalıdır.

Yukarıda belirtilen şartlardan herhangi birinin yokluğu veya eksikliği halinde, ilgili taahhütname herhangi bir sonuç doğurmaz. Bunun dışında, taahhütnamede öngörülen tahliye tarihi geldiğinde 1 ay içerisinde tahliye davası açılmalı veya icra takibi başlatılmalıdır. Aksi takdirde, taahhütname herhangi bir sonuç doğurmayacaktır.

Tahliye taahhütnamesinin doğru biçimde hazırlanmasının yanında, süre ve usule uygun şekilde ileri sürülmesi de son derece önemlidir. Dolayısıyla, tahliye süreci dikkatle yürütülmelidir.

 

 

Tahliye Taahhütnamesi Örneği 1

TAHLİYE TAAHÜTNAMESİ

-Taahhüt Eden(Kiracı)

Adı Soyadı :

T.C. Kimlik No :

-Mal Sahibi (Kiralayan)

Adı Soyadı :

T.C. Kimlik No :

Tahliye Edilecek

Yerini Adresi : …..……………………………………………

Tahliye Tarihi : ………………………………………………..

Halen kiracı olarak kullanmakta olduğum yukarıda yazılı adresteki taşınmazı hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmadan kayıtsız ve şartsız olarak 6098 numaralı Türk Borçlar Kanunu’nun 352/1 maddesi gereğince boş ve sağlam olarak yukarıda belirtilen tarihte taşınmazı tahliye ederek, taşınmazı mal sahibine teslim edeceğimi, adı geçen mal sahibinin icra takibata geçerek yapacağı bilumum masrafları ve tahliyeyi geciktirmemden dolayı uğrayacağı zarar ve ziyanları hiçbir ihtar, ihbar ve hükme gerek kalmadan derhal nakden ve peşinen ödeyeceğimi beyan kabul ve taahhüt ederim. İşbu taahhütname serbest irademle imza altına alınmıştır.

Düzenleme Tarihi : ………………………………………………..

TAHLİYE EDECEK KİRACI

İSİM SOY İSİM İMZA

 

Tahliye Taahhütnamesi Örneği 2

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ VEREN KİRACININ

ADI SOYADI : …………………………

T.C. KİMLİK NUMARASI : …………………………

KİRAYA VERENİN

ADI SOYADI : …………………………

T.C. KİMLİK NUMRASI : …………………………

TAHLİYE EDİLECEK MECURUN

ADRESİ : …….….………………

TAHLİYE TARİHİ : …………………………

İşbu tahliye taahhütnamesi gereğince halen kiracı olarak kullanmakta olduğum yukarda yazılı adresteki taşınmazı hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmadan kayıtsız ve şartsız olarak yukarıda belirtilen tarihte tahliye edeceğimi boş ve sağlam olarak adı geçen mal sahibinin icrai takibata geçerek yapacağı bilumum masrafları ve tahliye geciktirmemden dolayı uğrayacağı zarar ve ziyanları hiçbir ihtar, ihbar ve hükme gerek kalmadan derhal nakden ve peşinen ödeyeceğimi beyan, kabul ve taahhüt ederim.

TAAHHÜT TARİHİ : ……………………….

TAAHHÜT EDEN : ……………..…………

İMZASI :

TAAHHÜDE RIZA VEREN EŞ : …………….………….

İMZASI :

 

Benzer Sorulan Sorular

Tahliye taahhütnamesi ile tahliye davası ne kadar sürer?

Tahliye davasının süresi, davaya konu olan taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemenin iş yüküne, davanın karmaşıklığına ve delillerin toplanma süresine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ortalama olarak, bir tahliye davası birkaç aydan bir yıla kadar sürebilir. Ancak bazı durumlarda bu süre daha da uzayabilir.

 

Tahliye taahhütnamesi varsa dava açılır mı?

Tahliye Taahhütnamesi İle Tahliye Ne Zamana Kadar İstenebilir? Kiracının, tahliye taahhütnamesinde taahhüt ettiği tahliye tarihinde kiralananı tahliye etmemesi halinde, tahliye tarihinden itibaren bir aylık süre içerisinde tahliye talepli icra takibine başvurulmalı ya da dava açılmalıdır.

 

Tahliye taahhütnamesi geçersizliği nasıl ispat edilir?

Doktrindeki ağırlıklı görüş, tahliye taahhüdünün geçersizliğinin her türlü delille ispat olunabileceği yönünde iken Yargıtay uygulamasına göre bu iddia ancak senetle ispat edilebilmektedir.

 

Tahliye davası ilk celsede biter mi?

15 günlük süre kararın kiracıya tebliğ edilmesi ile başlar. Sonuç olarak kira tahliye davasının genel olarak ilk celsede bitmesi mümkün değildir. Mahkemelerin iş yoğunluğu, davanın somut özellikleri dikkate alındığı takdirde sürecin uzayıp kısalması mümkündür.

 

Tahliye taahhüdüne rağmen evi boşaltmazsa ne olur?

Kiracı, tahliye taahhüdüne rağmen evi boşaltmazsa, icra dairesi aracılığı ile zorla tahliye işlemi başlatılır. Kiracının Hakları: Kiracı, mahkeme kararı sonrası da bazı haklara sahiptir. Örneğin, eğer tahliye kararı adil bir sebep olmadan verilmişse, kiracı karara itiraz edebilir.

 

Tahliye taahhütnamesi noterden yapılması şart mıdır?

Taahhütnamenin yazılı olması geçerli olması için yeterlidir. Noterde düzenlenmesi zorunlu değildir. Kira sözleşmesi noterde hazırlanmış olsa da, tahliye taahhütnamesi adi yazılı şekilde yazılabilir. Olası bir anlaşmazlığı önlemek adına kiralananın anahtarının teslim edildiği tutanağa bağlanmalıdır.

 

Tahliye taahhütnamesi imzalayan kiracı ne yapmalı?

Tahliye Taahhütnamesi Tahliye Süresi Kiracı taahhütnamede belirttiği sürede taşınmazı boşaltmakla yükümlü olurken kiraya veren bu tarihte tahliye edilmeyen taşınmazla ilgili olarak bir ay içinde icra dairesine başvurabilir veya tahliye davası açabilir. Tahliye talebinin yetkili icra dairesine yapılması gerekir.

 

Sık Sorulan Sorular

Tahliye taahhütnamesi ile istediği zaman tahliye olur mu?
Tahliye taahhütnamesi ile kiracı çıkarma ne kadar sürer?
Tahliye taahhütnamesine karşı tanık dinlenir mi?
Tahliye taahhüdü arabuluculuk zorunlu mu?
Tahliye taahhütnamesinin sonradan doldurulduğu nasıl ispat edilir?
Tahliye davası kaç TL 2024?
Tahliye davası avukat masrafını kim öder?
Tahliye davasını kaybeden kiracı ne kadar öder?
Tahliye taahhütnamesi kiracıyı çıkarmak için yeterli mi?
Tahliye taahhütnamesi hangi durumlarda geçersiz sayılır?
Tahliye taahhütnamesi her yıl yenilenir mi?
Tahliye taahhütnamesi var kiracı çıkmıyor ne yapmalıyım?
Tahliye taahhütnamesi için avukat gerekli mi?
Boş tahliye taahhütnamesi imzaladım ne yapmalıyım?
Tahliye taahhütnamesi en az ne kadar olmalı?
Tahliye taahhütnamesi ile tahliye kaç ay sürer?
Mahkeme kararına rağmen kiracı evi boşaltmazsa ne olur?

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

 

İşe İade İhtarname Örneği 2025

İşe İade İhtarname Örneği 2025

İşçinin işverene ihtarname göndermesi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir; işçiye fazla mesai yaptırılması, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, işçiye yıllık izin verilmemesi, işçiye yıllık izin ücretinin ödenmemesi, işyerinde mobbing yapılması, işçinin haksız olarak işten çıkarılması, işçiye ücretin ödenmemesi, işçiye ücretinin eksik ödenmesi, işçinin zorla istifa ettirilmesi gibi nedenler sıralanabilmektedir.

 

 

İşe İade İhtarname Örneği Nasıl Doldurulur?

İşe iade ihtarnamesi örneği genellikle şu bilgileri içerir:

İhtar Eden (İşçi): Ad, soyad, T.C. kimlik numarası, adres ve iletişim bilgileri.
Vekili (Avukat): Eğer bir avukat tarafından temsil ediliyorsanız, avukatın adı, soyadı, baro sicil numarası ve iletişim bilgileri.
Muhatap (İşveren): İşverenin adı veya unvanı, adresi ve varsa vergi kimlik numarası.
Konu: İhtarın konusu, “işe iade talebi” şeklinde belirtilir.
Açıklamalar:
İş sözleşmesinin yapıldığı tarih ve işten çıkarılma tarihi.
Mahkemenin işe iade kararı veren kararının tarihi, esas ve karar numarası.
Kararın kesinleştiği tarih ve Yargıtay dosya numarası (varsa).
İşe başlama talebi ve varsa ödenmesi gereken ücret ve diğer haklar.
Sonuç ve İstem: İşverenden, mahkeme kararına uygun olarak işe başlatılması ve varsa ödenmesi gereken hakların ödenmesi talep edilir.
Tarih ve İmza: İhtar eden veya vekili tarafından tarih atılarak imzalanır.

 

Noter İhtarname Kaç Günde Ulaşır?

Noter aracılığıyla yollanan ihtarname ortalama 1-15 gün arasında ulaşır ancak duruma göre bu süre değişiklik gösterebilmektedir. İhtarnamenin APS ile gönderilmesi durumunda ise ortalama 1-2 gün içerisnde ihtarname gidecektir. İhtarnamenin gönderiliş saati de bu durumu etkileyen faktörlerdendir. Noter aracılığıyla ihtarname çektiğinizde noterden mutlaka gönderi takip numarasını almanız gerekmektedir. Böylece gönderi takip numarasıyla ihtarnamenin gönderi durumunu öğrenebilmektesiniz. İhtarnamenin gönderilmesinin akabinde noterden alınan tebliğ şerhi ile de ihtarnamenin muhataba ulaştığı kesinleşmiş olacaktır. Noterden gönderilen ihtarname PTT vasıtasıyla gönderilmektedir. PTT memurunun tebliğat yapmasında usul aynı burada da geçerli olmaktadır.

Arabuluculuk sürecinde herhangi bir anlaşma olmaması durumunda Son Tutanağın tanzim edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde (iki hafta değil) dava açılması gerekmektedir. Bu süre içinde dava açılmazsa işçi bu yönden alacak hakkını kaybetmektedr. İşe iade davası 1 ay ve 15 günlük hak düşürücü sürelere tabidir. Dolayısıyla bu tür davayı açmak için herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştiir. Görevli mahkeme hiç şüphesiz İş Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise işçiniin en son çalıştığı yer İş Mahkemesi olacaktır.

 

İhtarname Örneği

…../…../…..

İHTARNAME

İHTAR EDEN:  İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres

VEKİLİ:  İsim-Soyisim, Baro Sicil Numarası, Adres, UETS Numarası

(Avukatınız var ise bu kısmı doldurunuz)

MUHATAP: İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres

KONU: Müvekkilimin iş sözleşmesinin haksız feshedildiğine ilişkin kesinleşen mahkeme kararı sebebiyle işe iade talepli ihtarnamedir.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkilimin tarafınıza bildirdiği ihtarnameye istinaden, iş akdi …/…/… tarihinde haksız bir şekilde sonlandırılmıştır. Bu durum üzerine, işe iade davası açılmış olup, yapılan yargılama sonucunda İş Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında verilen …/… K. sayılı ve …/…/… tarihli karar ile müvekkilim lehine hüküm tesis edilmiştir. Söz konusu karar, tarafınızca temyiz edilmiş ve Yargıtay … H.D. tarafından …/… E. …/… K. sayılı ilam ile onanmıştır. Bu onama kararı tarafımıza …/…/… tarihinde tebliğ edilmiş ve ilgili karar kesinleşmiştir.

(Yukarıdaki paragrafta yer alan bilgileri kişi kendi durum ve koşullarına göre doldurmalıdır)

Yasal 10 günlük süre içerisinde, müvekkilimin işine iade edilmesi hususunda tarafınıza yapılan ihtarın tebliğinden itibaren, yasal süreler içinde yazılı olarak tarafımıza bildirimde bulunmanız talep edilmektedir. Bu çerçevede, müvekkilim olan işe başlatma konusundaki tasarrufunuzu yazılı olarak tarafımıza iletmemeniz halinde, müvekkilim adına yasal işlemlere başvurulacağını önemle bildiririz.

Sayın Noter, üç nüshadan olan işbu ihtarnamenin bir suretinin dairenizde saklanmasını, bir suretinin muhataba tebliğini ve muhataba tebliğ şerhini havi bir suretinin de tarafımıza verilmesini saygı ile ihtar eden olarak talep ederim. (…../……../……)

İSİM-SOYİSİM

İMZA

 

Benzer Sorulan Sorular

İşe iade davası kaç maaş?

İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.

 

İşe iade davasını kazanan işçi ne yapmalı?

İşe iade davası sonuçları davanın kazanılıp kaybedilmesine göre değişecektir. İşe iade davası kazanılırsa işverenin işçiyi tekrar işe başlatma yükümlülüğü doğar. İşçinin iş sözleşmesinin geçersiz bir nedenle feshedildiğinde hükmedilirse işveren işçiyi 1 ay içinde tekrar işe başlatmakla yükümlü olacaktır.

 

İşe iade davasında işe başlatılmazsa ne olur?

İşçi, kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlatılması için başvuru yapmamış ise, işverence yapılan feshin geçerli bir fesih olacağı ve işverenin sadece bunun hukuki sonuçlarından sorumlu olacağı m.21/5’de belirtilmiştir.

 

İşveren işe iadeyi kabul etmezse ne olur?

İşverenin davet yazısında bu koşulları sağlamasına rağmen, işe daveti kabul etmemeniz durumunda, işe iade davasında hükmedilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatını alabilmeniz söz konusu değildir. Ancak, kıdem ve ihbar tazminatınızı talep edebilirsiniz.

 

İş mahkemesi kazandım parayı ne zaman alırım?

İşveren alacağı mahkemenin verdiği karara bağlı olarak 7 ila 14 gün içerisinde ödenmelidir. Bu süreler içerisinde tutarlar ödenmiyor ise işçiler icra yoluna gidebilmektedir. İcra takibi işçi alacaklarının alınabilmesi için en doğru yollardan biridir. İşveren tutarı maddi olarak ödeniyorsa mallarına el konulabilir.

 

İşe iade davası istinafa giderse ne olur?

İşe İade Davasının Kesinleşmesi , İstinaf neticesinde kararın onanması ile karar kesinleşecektir. Kesinleşen kararın davacı işçiye tebliğinden itibaren 10 gün içinde işçinin işe başlama talebini işverene tebliğ etmesi gerekmektedir.

 

İşe iade davası genelde nasıl sonuçlanır?

İş Kanunu’ndaki düzenlemelere göre işe iade davaları işçi tarafından kendisine feshin tebliğinden itibaren bir ay içinde açılmak, açılan davanın da iki ay içinde sonuçlandırılmasını, temyizi halinde ise Yargıtay’ın bir ay içinde kesin olarak karar vereceğini hükme bağlamıştır.

 

İş mahkemesi kaybedilirse ne olur?

İş mahkemesinde bir davayı kaybetmek, hemen herkes için hayal kırıklığı yaratabilir. Ancak, “İş Mahkemesi Kaybedilirse” bu sonun son olmadığını hatırlatmak önemlidir. İş davalarında kararın ardından temyiz süreci devreye girebilir. Bu süreç, karara itiraz etmek ve davayı bir üst mahkemeye taşımak anlamına gelir.

 

Sık Sorulan Sorular

İşe iade davasında ne kadar tazminat alınır?
Kimler işe iade davası açamaz?
1 yıldan az çalışan işe iade davası açabilir mi?
İşe iade davasında bilirkişi ücretini kim öder?
İşe iade davasını kazanan işçi işe başlamazsa ne olur?
İşe iade sonrası kıdem tazminatı hangi ücret?
İşe iade davası kaç TL?
İşe iade davasında avukatlık ücretini kim öder?
İşe iade davası açan işsizlik maaşı alabilir mi?
İşe iade davasında istinaf kararı kesin mi?
İşe iade davası kaç celse sürer?
İşçi davayı kazanırsa ne olur?
İş mahkemesinde şahit olmazsa ne olur?
İş mahkemeleri işçiden yana mı?
İs mahkemesi tazminat kazanınca kazanilan ücrete ne kadar faiz eklenir?
İşe iade davaları genelde nasıl sonuçlanır?
İş mahkemesi kaç celsede biter?
İşe iade davasını kim kazanır?
İse İade davası kaç maaş?
İşe iade davasını kazanan işçi ne yapmalı?
İşe iade davasını kaybettim ne yapmalıyım?
İşveren işe iadeyi kabul etmezse ne olur?
İşe iade davaları kaç ayda sonuçlanır?
İşe iade davasında 4 aylık ücret brüt mü?
İş mahkemesi avukat ücreti yüzde kaç alır?
İş mahkemesini genelde kim kazanır?
Davayı kaybeden ne kadar ücret öder?

 

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

Instagram Hesabımız

 

 

 

Ortak Velayet Nedir 2024-2025

Ortak Velayet Nedir 2024-2025

Ortak velayet kavramını açıklamadan önce Türk Medeni Kanunu çerçevesinde “velayet” kavramının kısa tanımının yapılması yerinde olacaktır. Velayet; on sekiz yaşından küçük veya on sekiz yaşından büyük olup; hâkim kararı ile hakkında kısıtlama kararı olan kişilerin; eğitimleri başta olmak üzere, gelişimleri ve diğer ihtiyaçların karşılanması adına anne ve babaya temsil için verilmiş yetkidir. Ortak velayet ise; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 336. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba çocuğun velayetini birlikte kullanırlar.” Görüldüğü üzere ortak velayet evlilik birliği süresince anne ve baba tarafından aynı anda kullanılmaktadır. Ayrıca Medeni Kanunun 335. Maddesine göre herhangi bir yasal sebep olmaksızın ortak velayet anne ve babadan alınamaz.

Ortak Velayet Hakkı Neleri Kapsar ?

Ortak velayet hakkı aşağıdaki maddelerin hepsini ve gerek görülürse daha fazlasını kapsamaktadır. Boşanan çiftin bu kapsamdaki yetkileri birbiriyle paylaşması ve müşterek çocuk hakkında sorunsuz karar alabilmesi evli çiftlerin iletişimine göre daha zor olabilmektedir. Dolayısıyla ortak velayet kararı alınırken boşanmış çiftlerin bu bilgilerden haberdar olarak tekrar düşünmesi gerektiğini ifade ederiz.

çocuğun yerleşim yerini belirleme,
mesleki ve dini eğitimini seçme,
çocuğun adını koyma ve adını değiştirme,
çocuğun anne babasının sözünü dinleme yükümlülüğü,
çocuğa ilişkin kararlarda çocuğun görüşünün alınmasını,
çocuğun mallarının yönetimini,
Aile birliği içerisinde çocuğun mallarının hakkaniyet sınırları ölçüsünde kullanılması olarak ifade edilebilir.

Ortak Velayetin Şartları Nelerdir?

Mahkemenin ortak velayet kararı vermesi, belirli şartların sağlanmasına bağlıdır. Ortak velayet şartlarından ilki, çocuğun üstün yararının korunması önceliklidir. Mahkeme, çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak bir düzenin varlığını değerlendirmelidir. Ebeveynlerin bu velayet konusunda anlaşmış olmaları da ortak velayetin bir diğer önemli şartıdır. Bu velayet türüne ancak ebeveynler arasında ciddi bir anlaşmazlık olmadığında karar verilir. Eğer ebeveynler arasında devam eden bir çekişme varsa, bu durum çocuğun gelişimini olumsuz etkileyebilir ve mahkeme tek taraflı velayet kararını tercih edebilir. Ayrıca, çocuğun yaşının ve olgunluğunun da bu kararda dikkate alınması önemlidir.

 

Velayetin değiştirilmesi veya kaldırılması istemiyle açılan davaların, yetkin ve deneyimli bir aile hukuku avukatı marifetiyle takip edilmesi, hatalı veya ihmali işlemler sebebiyle hak ve menfaat kaybı yaşanmasına engel olacağı gibi davanın kısa sürede neticelenmesi adına da doğru bir yaklaşım olacaktır. Bahse konu davalar, mahkemenin iş yükü ve sürece etki eden faktörlerden dolayı farklı sürelerde sonuçlanabilir. Somut olay özelinde dava süresine ilişkin bilgi sahibi olmak için hukuki danışmanlık alınması isabetli olacaktır.

 

Ortak Velayetin Avantajları ve Dejavantajları

Ortak velayetin dejavantajları şunlardır:

Evlilik birliği eşlerin anlaşamaması nedeniyle boşanma ile sona erdiğinden eşler arasında tekrar anlaşmazlık çıkması ortak/birlikte velayet altındaki çocuğun olumsuz etkilenmesine yol açabilir,

Eşler anlaşamadıklarından evlilik birliğine son verdikleri için velayet hakkından doğan hakların kullanılması ve yükümlülüklerin yerine getirilmesinde ortak hareket edemeyebilirler,

Boşanan eşlerin başka biriyle evlenmeleri sebebiyle velayetin birlikte kullanılması halinde aralarında sorunlar çıkabilir,

Velayetin birlikte kullanılması altındaki çocuk anne ve babasının boşandığını ve buna bağlanan sonuçları kabullenmede zorluk çekebilir.

Ortak velayetin avantajları şunlardır:

Eşlerin boşanmalarında en az etkilenmesi gereken çocuklar olduğundan ebeveynler velayetin birlikte kullanılması sayesinde onların menfaati doğrultusunda ortak hareket edeceklerdir. Böylece çocuklar hakkında karar alırken görüş alışverişi yapmak zorunda olacaklardır.

Ebeveynleri ayrılmış olsa da ortak/birlikte velayet altındaki çocuk hem annesinin hem de babasının sorumluluğunu üzerinde hissetmeye devam edecektir.

Çocuğun ebeveynleri ile olan iletişim süresi artacak, daha fazla sevgi görecek ve onlardan öğrenebileceği şeylerin sayısı artacaktır.

 

Benzer Sorulan Sorular

 

Ortak velayet şartları nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’nun 335. maddesine göre ergin olmayan çocuk, anne ve babasının velayeti altındadır. Bu hak kapsamında anne ve baba, çocuğun bakımı, gelişimi, eğitimi ve temsili gibi konularda çocuk adına karar alabilmektedir. TMK m. 336’ya göre evlilik devam ettiği sürece anne ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.

 

Ortak velayette anne evlenirse ne olur?

Annenin evlenmesi, çocuğun beden, bilişsel ve ruhsal gelişimi açısından gelişimi bozulmuyor ise velayet annede kalabilmektedir. Annenin yeniden evlenmesinde çocuğun menfaatine aykırı durum ya da durumlar meydana geliyor ise çocuğun velayeti anneden alınabilmektedir.

 

Ortak velayette çocuğun adres değişikliği nasıl yapılır?

Velayet hakkı olan ebeveyn adres değişikliğinde diğer ebeveynden muvafakatname almasına gerek yoktur. Velayeti alan ebeveyn adres veya şehir değiştirebilir. Kural olarak, velayet hakkı kendisinde olan ebeveyn yer değiştirirken, il değiştirirken diğer ebeveynden izin almak zorunda değildir.

 

Ortak velayet mantıklı mı?

Ortak velayet iyi yanları olmakla birlikte bazı durumlarda çocuğun menfaatlerine uygun olmayabilir. Örneğin taraflar arasında çok büyük iletişim kopukluklarının bulunması veya tarafların karşılıklı hınç duygularından ötürü çocuklarının menfaatini gözetemeyecek olması gibi durumlar ortak velayet için uygun değildir.

 

Ortak velayet davası ne kadar sürer?

Ortak velayet davasının süresi, davanın özelliklerine ve karışıklığına, tarafların anlaşmazlık durumlarına, mahkemenin iş yüküne ve ayrıca dava sürecindeki herhangi bir uzlaşma çabalarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genellikle, bu tür davalarda karar alınması birkaç aydan bir yıla kadar değişebilir.

 

Ortak velayet neleri kapsar?

Ortak velayet, anne ve babanın reşit olmayan çocuk üzerindeki haklarını küçüğün üstün menfaati ve gönüllülük esasına uygun şekilde, birlikte ve eşit olarak kullanmalarını sağlayan bir kurumdur. Evlilik birliği içerisinde anne ve baba, velayete dair hakları birlikte ve eşit olarak kullanmaktadır.

 

Ortak velayette baba evlenirse ne olur?

“Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.”

 

Boşandıktan sonra ortak velayet nasıl alınır?

Boşandıktan sonra çocuğun velayeti için her zaman velayet davası açılması mümkündür. Boşanma davasında ortak velayete ilişkin hiçbir hüküm bulunmayabilir. Aynı şekilde boşandıktan sonra ortak velayet için de dava açılabilecektir.

 

Sık Sorulan Sorular

Velayet davası kaç celsede biter?
Ortak velayette çocuk yurt dışına çıkabilir mi?
Ortak velayet nasıl değiştirilir?
Velayeti annede olan çocuğu baba ne kadar görebilir?
Kız çocuğunun velayeti kaç yaşına kadar anneye verilir?
Anne evlenirse velayeti baba alabilir mi?
Çocuk isterse velayet değişir mi?
Anlaşmalı boşanmada çocuğun velayeti kime verilir?
10 yaşındaki çocuğun velayeti kime verilir?
Velayet davasında kaç yaşında çocuğa sorulur?
Boşanmış baba kaç yaşında çocuğu yatılı alabilir?
1 çocuğun nafakası ne kadar?
Anne baba boşanırsa çocuk kimde kalır?
Velayet babada ise anne nafaka öder mi?
1 çocuğun nafakası ne kadar 2024?
15000 TL maaş alan ne kadar nafaka verir?
Erkek hangi hallerde nafaka ödemez?
Aldatmada nafaka verilir mi?
Erkek evlenince nafaka ödemeye devam eder mi?
Erkek kadına kaç yıl nafaka öder?
Erkek kadına kaç yıl nafaka öder?
1 ay nafaka ödenmezse ne olur?
1 gün evli kalınca nafaka ödenir mi?
Boşanmada nafaka kaç yıl ödenir?
Süresiz nafaka ne zaman kalkacak 2024?
Nafaka ödememek için ne yapmalı?
Nafaka kıza kaç yaşına kadar verilir?

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

Instagram Hesabımız

 

İddet Müddetinin Kaldırılması Dava Dilekçesi Örneği 2024-2025

İddet Müddetinin Kaldırılması Dava Dilekçesi Örneği 2024-2025

İddet müddeti, boşanma davası gerçekleştikten sonra kadının başka birisiyle evlenmek için beklemesi gereken süreye denmektedir. Bu süreyi kaldırmak için açılan davaya da, iddet süresinin kaldırılması davası denir. Bu süre zarfında kadının evlenebilmesi için iddet müddetinin kaldırılması için dava açması gerekmektedir. Buna göre, evlilik sona ermiiş ise, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. ancak buna rağmen kadın evlenmiş ise yeni evlilik geçerlidir. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliiği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemelerii hallerinde de mahkeme bu süreyi kaldıracakıtr.

İddet müddetinin kaldırılmasını isteyen kadının mahkemeye başvurması gerekmektedir. Boşanan eşlerin tekrardan evlenmesi isteğiyle mahkemeye başvurulduğu durumunda mahkeme kadından herhangi bir sağlık raporu talep etmeyecektedir. Kadının gebe olmadığının anlaşılması için mahkemeye başvurulduğu takdirde ise mahkeme, kadından sağlık raporu talebinde bulunacaktır. Mahkemeden önce alınan sağlık raporlarının herhangi bir geçerliliği olmayacaktır. Mahkemenin talebinden sonra alınacak olan sağlık raporuna göre karar verilecektir. Kadının hamile olmaması durumunda mahkeme, iddet süresini kaldırmak zorundadır.

 

 

İddet Süresi Ne Zaman Başlar?

Bekleme süresi, evliliğin sona erdiği duruma göre başlama zamanı değişebilir. Bekleme süresinin başlangıcı şu durumlarda farklılık göstermektedir:

Ölüm: Eğer evlilik, bir eşin ölümüyle sona ermişse, bekleme süresi ölen eşin vefat tarihinden itibaren başlamaktadır.
Ölüm Karinesi: Ölüm karinesi, kişinin ölümüne dair kesin bir delil olmaksızın, kaybolması veya uzun bir süre haber alınamaması durumunu ifade eder. Bu durumda da bekleme süresi, kişinin kaybolduğu veya son haber alındığı tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır.
Boşanma: Evliliğin boşanma ile sona ermesi durumunda, bekleme süresi boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Boşanma kararının kesinleşmesi, temyiz hakkının kullanılmadığı veya temyiz sürecinin tamamlandığı tarih anlamına gelmektedir.
Bekleme süresi, evliliğin sona erme nedenine göre değişiklik göstermektedir ve belirli bir süre boyunca kadının yeniden evlenmesine engel olmaktadır.

 

Dilekçe Örneği-1

……………. NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE

DAVACI: İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres

VEKİLİ: İsim-Soyisim, Baro Sicil Numarası, Adres, UETS Numarası

(Avukatınız var ise bu kısmı doldurunuz)

DAVALI: Hasımsız

KONU: Bekleme süresinin kaldırılması talebi içermektedir.

AÇIKLAMALAR:

Sayın Müvekkilim, … ili, … İlçesi, … Köyü’nde, … cilt, … hane ve … sıra numarasıyla nüfusa kayıtlıdır.  Eşi ….., …/…/… tarihinde vefat etmiş olup şu an itibariyle duldur. Müvekkilim, şu anda ….. ile evlenmek istemektedir.

(Yukarıdaki paragrafta yer alan bilgileri kişi kendi durum ve koşullarına göre doldurmalıdır)

Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun 132. maddesine göre belirlenen 300 günlük bekleme süresi henüz tamamlanmamıştır. Bu nedenle Belediye, evlenme işlemini yerine getirmemiştir. Müvekkilim, vefat eden eşinden hamile değildir. Dolayısıyla, bekleme süresinin kaldırılması için mahkemenize başvuruda bulunma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

HUKUKİ DELİLLER: Nüfus Kaydı, Evlenme Başvuru Belgesi, Sağlık Raporu ve sair hukuki deliller.

HUKUKİ SEBEPLER: Türk Medeni Kanunu madde 132 ve sair hukuki sebepler.

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda özetlediğim sebeplerle birlikte, diğer muhtemel nedenlerle birlikte re’sen araştırılması talep edilen hususlar doğrultusunda, gerekli inceleme ve muayenelerin gerçekleştirilerek bekleme süresinin sonlandırılmasını içeren talebimi ifade etmekteyim. (…../……../……)

İSİM-SOYİSİM

İMZA

 

Dilekçe Örneği-2

 

………. NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİNE

Davacı : …………..                       –                   T.C. Kimlik No :……………
Adres: ………………

Konu : İddet Müddetinin Kaldırılması

Açıklamalar :………….. Aile Mahkemesi ………. tarih 2023/…………Es. 2023/………… K. sayılı ilamı ile karar verilmiş ve ……… tarihinde kesinleşmiş olan karar ile boşandım. Yeniden evlenmek istediğimden hamile olmadığımın tespiti ile iddet süresinin kaldırılması için sayın hakimliğinize müracaat etme mecburiyeti hasıl olmuştur.

Hukuki Dayanak : TMK ve ilgili mevzuat.

Delilleri :
İlgili karar sureti, nüfus kaydı, hastaneden alınacak hamile olmadığına dair rapor ve her türlü yasal delil

Sonuç ve İstem : Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve Sayın Mahkemenizce re’sen tespit edilecek hususlar doğrultusunda davamızın kabulü ile; İddet müddetinin kaldırılması ile evlenmem için karar verilmesini arz ve talep ederim.

 

Benzer Sorulan Sorular

İddet müddetinin kaldırılması için dilekçe nasıl yazılır?

Türk Medeni Kanunu’nun 132. maddesi gereğince uygulanmakta olan iddet müddetinin kaldırılması için gerekli sağlık raporu ekte sunulmuştur. Hamile olmadığımı gösteren bu rapor doğrultusunda iddet müddetinin kaldırılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ederim.

 

İddet müddetinin kaldırılması davası nerede açılır?

İddet müddetinin kaldırılması davası çekişmesiz yargı işi olsa da bu davada 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesine göre görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir.

 

İddet müddetinin kaldirilmasi için doktor raporu nasıl alınır?

Kadın, iddet müddeti kaldırma davası açtıktan sonra mahkeme tarafından bir hastaneye gönderilir. Kadının hastaneden alınan resmi sağlık raporu, hastane tarafından mahkeme dosyasına gönderilir. Rapor, kadının hamile olmadığını kanıtlar nitelikteyse iddet müddeti mahkeme tarafından kaldırılır.

 

İddet süresi nasıl hesaplanır?

İddet süresi, evliliğin sona erdiği tarihten itibaren 300 gündür. Bir başka deyişle, evliliği sona eren kadın, 300 günlük bekleme süresi (iddet müddeti) dolmadan evlenemez. Fakat, kadının, iddet müddeti olan 300 günlük süreyi beklemeden de evlenebilmesi belirli hallerde mümkündür.

 

Mahkeme iddet kararı nasıl alınır?

İddet Müddeti Kaldırma Davası Nasıl Açılır? Boşanma sonrası yeniden evlenecek olan ve beklemek istemeyen kişi yetkili Aile Mahkemesinde dava açmalıdır. İddet müddetinin kaldırılması davası ve çekişmesiz, tarafı olmayan hasımsız davalardandır. İddet Müddeti dilekçesi hazırlanarak yetkili mahkemeye başvuru yapılmalıdır.

 

İddet süresinin bittiği nasıl anlaşılır?

Mahkemeden talepte bulunan kadının gebe olmadığını kanıtlaması durumunda iddet müddeti sona erer. Bu durumun kanıtlanabilmesi için de kadın doğum uzmanının imzasını taşıyan doktor raporu ile belgelenmesi gerekir.

 

İddet süresi kaç günde kalkar?

Türk Medeni Kanunu’nun 132. maddesi, boşanma ya da eşin ölümü sonrası kadının 300 gün boyunca yeniden evlenemeyeceğini belirtir. Ancak bu süre, boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren başlar ve kadının yeniden hamile kalmadığını bir sağlık raporuyla ispatlaması halinde bu süre kaldırılabilir.

 

Aile mahkemesi iddet kararı nasıl alınır?

İddet müddetinin kaldırılması için dava açması ve mahkeme kararının olması şarttır. Sadece hamile olmadığını kanıtlayan resmi tıbbi rapor yeterli değildir, mahkeme kararı verilmelidir. İddet müddeti kaldırılmasını talep ederek dava açmak yeterlidir.

 

Sık Sorulan Sorular

Anlaşmalı boşanan kadın ne zaman evlenebilir?
İddet süresi kalktı mı?
İddet müddeti davası kaç gün sürer?
İddet müddetinin kaldırılması için doktor raporu nasıl alınır?
İddet süresinin bittiği nasıl anlaşılır?
İddet müddeti ne kadar?
İddet müddetinin kaldırılması hangi mahkemede?
İddet müddeti nasıl hesaplanır?
Boşanan kadın aynı kişiyle tekrar evlenebilir mi?
Dinen iddet süresi ne kadardır?
Kadın boşandıktan sonra ne zaman evlenebilir dinen?
İddet müddeti için dilekçe nasıl yazılır?
İddet müddeti karara çıkmış ne demek?
Kadın neden 300 gün evlenemez?
3 iddet Dönemi Nedir?
Erkek iddet bekler mi?
Anlaşmalı boşanan erkek ne zaman evlenebilir?
Boşandıktan sonra medeni durum ne zaman değişir?
Mahkeme kararıyla boşanan eşler dinen de boşanmış olurlar mı?
Boşandıktan sonra evlilik cüzdanı ne yapılır?
Boşanınca medeni halde ne yazar?
Boşanınca soyadı otomatik değişir mi?
Boşandığım eşimle tekrar evlenmenin şartı nedir?
İddet süresi nasıl kalkar?
Bosandiktan kaç ay sonra resmi nikâh kıyılır?
Kari koca birlikte olmazsa nikâh düşer mi?
Uzun zaman cinsel ilişkiye girmeyince ne olur erkek?
Evlilikte cinsellik yoksa ne olur?
Bir erkek kaç yaşına kadar cinsellik ister?
Cinsel isteği olmayan kadın ne yapmalı?
Aldatan erkek eşiyle cinsellik yaşar mı?

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

Instagram Hesabımız

Uzaklaştırma Kararına İtiraz Dilekçe Örneği 2024-2025

Uzaklaştırma Kararına İtiraz Dilekçe Örneği 2024-2025

Haksız yere hakkında uzaklaştırma kararı verilen kişi bu durumda itiraz etmek isteyebiilmektedir. Hakkında uzaklaştırma kararı verilen kişi bu karara karşı itiraz edeblimektedir. Ancak itiraz süreye tabidir. Uzaklaştırma kararına itiraz kararın tefhim ve tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 haftalık sürenin sonunda verilen karara itiraz edilemez. Tedbir kararlarına aykırılık kanunun 34. Maddesinde düzenlenmiştir.

 

 

Hâkim Tarafından Verilen Tedbir Kararlarına Ve Zorlama Hapsi Kararına İtiraz

MADDE 34 –

(1) Kanun hükümlerine göre hâkim tarafından verilen koruyucu veya önleyici tedbir kararları ile(Danıştay Onuncu Dairesinin 27/4/2023 tarihli ve E.:2020/1521; K.:2023/2252 sayılı kararı ile iptal ibare;tedbirkararlarına aykırılık dolayısıyla verilen zorlama hapsi kararlarına karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ilgililer tarafından aile mahkemesine itiraz edilebilinmektedir.)
(2) İtiraz üzerine dosya, o yerde aile mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde aile mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye hukuk mahkemesine,aile mahkemesi hâkimi ile asliye hukuk mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye hukuk mahkemesine gecikmeksizin gönderilmektedir.
(3) Tedbir kararlarına karşı yapılan itirazı inceleyecek merci, itiraz talebinin kabulüne veya reddine, verilen tedbir kararının kaldırılmasına, uygun görülecek başka bir tedbirle değiştirilmesine veya aynen devamına karar verebilmektedir.
(4) İtiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, hâkim tarafından gerekli görülmesi halinde ilgililer dinlenebilmektedir.
(5) Asıl dava ile birlikte talep edilen tedbirler hakkında verilen kararlara karşı, esas davadan bağımsız olarak ikinci fıkrada yer alan usule göre itiraz edilebilmektedir.
(6) Zorlama hapsi kararlarına karşı yapılan itirazda da ikinci fıkrada yer alan usule göre işlem yapılabilmektedir.
(7) Karar bir hafta içinde verilir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir.
Ancak itiraz edilip üzerine bir karar verilirse verilen bu karar kesindir. İtiraz da aynen başvuruda olduğu gibi Aile Mahkemesine karşı yazılacak bir dilekçe ile yapılır. Yazılan bu dilekçe Aile Mahkemesinin bir üst derecesine gönderilerek incelenmektedir.

 

Uzaklaştırma Kararına Nasıl İtiraz Edilir?

Hakkında uzaklaştırma kararı verilen kişi, kararın kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren mahkemeye itiraz başvurusu yapabilmektedir. Fakat kararı veren mahkeme itirazı değerlendirmek ile görevli olmadığından, kararı veren mahkeme başka bir mahkemeye itirazı gönderecektir.

İtirazı değerlendirmekle görevli olan mahkemeler, o yerde birden fazla aile mahkemesi varsa numarayı takip eden aile mahkemesi, tek aile mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemesi, aile ve asliye hukuk mahkemesi birlikte ise en yakın aile veya asliye hukuk mahkemesi itirazı değerlendirilmektedir. Mahkeme itirazı 1 hafta içerisinde değerlendirilmektedir.

 

Dilekçe Örneği

…………… NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE

İTİRAZ EDEN DAVACI:  İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres

VEKİLİ:  İsim-Soyisim, Baro Sicil Numarası, Adres, UETS Numarası

(Avukatınız var ise bu kısmı doldurunuz)

DAVALI: İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres

TEBLİĞ TARİHİ: ……/……/…..

KONU: ….. Aile Mahkemesinin …/… esas numaralı kararına ilişkin olarak 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gereğince koruma tedbir kararına karşı itirazımızın sunulmasından ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

Tarafıma, gerçeğe aykırı olarak şddet uyguladığıma ilişkin iftira atılmıştır. Şiddet mağduru olduğunu iddia eden kişi ………… annemdir ve benimle yaklaşık …….. senedir görüşmemesine rağmen bu iddiayı ortaya atmıştır. İlgili mahkeme tanıkları dnlemeden tarafıma yönelik müşterek konuttan veya bulunduğum yerden …… ay uzaklaştırma koruma kararı vermiştir. Bu kararı usul ve yasaya aykırı bulmaktayım ve bu karara itiraz etmekteyim.

Şikâyet eden karşı tarafın beyanları tamamen haksızdır ve gerçeği yansıtmamaktadır. Şahsım, karşı tarafına karşı hiçbir şekilde şiddet, tehdit, hakaret, aşağılama ve küçük düşürücü söz veya eylemlerde bulunmamıştır. Şikâyet edenin ortaya attığı iddialar gerçek dışdır ve mesnetsizdir. Ayrıca, karşı taraf ile aramdaki ilişki …….. senedir devam etmemektedir; kendisi ile görüşmemekteyim. Karşı tarafın asıl amacı, miras malı olan taşınmaz içerisindeki ikametim nedeniyle beni şikâyet ederek, oturduğum evden uzaklaştırmak istemektedir ve bu durumda beni, eşimi ve çocuğumu mağdur etmeyi hedeflemektedir. Kendisi babamın vefatından sonra değişmeye başlamış ve haysız hayat sürmektedir. Aynı şekilde kendisi defalarca çevresindeki insanlarla kavga etmiştir; bu durum tanık ifadeleri ile aydınlanacaktır.

(Yukarıdaki iki paragrafta yer alan bilgileri kişii kendi durum ve koşullarına göre doldurmalıdır)

Sonuç olarak, yukarıda belirtilen sebeplerle, şikâyet eden tarafın beyanlarının gerçeği yansıtmadığı ve mahkemenin aldığı koruma tedbirleri ve uzaklaştırma kararı nedeniyle mağdur olduğumdan dolayı, mahkemenin kararına itiraz etme ve koruma kararının kaldırılmasını talep etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

HUKUKİ DELİLLER: ….. Aile Mahkemesinin …/… Esas Numaralı Kararı, Tanık İfadeleri ve sair hukuki deliller

HUKUKİ SEBEPLER: 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair hukuki sebepler

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda özetlediğim ve dikkate alınması gereken unsurlar ışığında, …….. Aile Mahkemesi’nin …/… Dosya Esas Numaralı kararı kapsamında 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a dayanarak alınan koruma tedbir kararına yönelik itirazımızın değerlendirilerek kabul edilmesini ve ilgili kararın geri alınmasını talep etmekteyim. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim. (…../……../……)

İSİM-SOYİSİM

İMZA

 

 

 

Benzer Sorulan Sorular

Uzaklaştırma kararına nasıl itiraz edilir?

Uzaklaştırma kararına itiraz, Aile Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi vermek suretiyle gerçekleştirilir. Ancak itirazı değerlendirecek olan merci , kararı veren Aile Mahkemesi’nin numara olarak bir üst mahkemesi olacaktır.

 

Uzaklaştırma kararını nasıl iptal edebilirim?

Uzaklaştırma kararının kaldırılması, aile mahkemesine kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde bir dilekçe yazılarak talep edilebilir. Koruma kararının kaldırılması kararını kararı veren mahkemeye sunulabilir. Dosya, itiraz üzerine kanundaki usule göre başka bir aile mahkemesine gönderilir.

 

Uzaklaştırma kararı için kanıt gerekli mi?

Yönetmelik’e göre; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunan kişinin ilgili mercilere ihbar ve şikâyette bulunması gerekir. Şikâyetle birlikte uzaklaştırma kararı verilmesinin talep edilmesi üzerine uzaklaştırma kararı verilir. Şiddet mağdurunun herhangi bir delil göstermesine ihtiyaç yoktur.

 

Uzaklaştırma kararı nasıl kontrol edilir?

Uzaklaştırma bir koruma kararıdır ve koruma kararları değişik iş dosyası niteliğindedir. Değişik iş ayrı bir dosyalama sistemidir. Bu dosyalar UYAP sisteminde görünmemektedir. Dolayısıyla kişi aleyhine uzaklaştırma kararı verilmişse bu kararların sorgulamasının adliyelerden yapılması gerekir.

 

Uzaklaştırma kararına itiraz sonucu nasıl öğrenilir?

Uzaklaştırma kararına dair kararlar, “değişik iş” ismi verilen ayrı bir dosyalama sistemi üzerinden verilmektedir. Bu dosyalar UYAP sisteminde görünmemektedir. Bu sebeple uzaklaştırma kararının adliyeden sorgulanması gerekmektedir.

 

Uzaklaştırma kararı geri çekilir mi?

Mahkeme, başvurunuzu inceledikten sonra, mevcut durumu göz önünde bulundurarak bir karar verecektir. Eğer mahkeme uzaklaştırma kararının devam etmesi gerektiğini düşünürse, bu kararı sizinle paylaşacaktır. Eğer kararı kaldırmak için yeterli sebep görürse, uzaklaştırma kararı kaldırılacaktır.

 

Uzaklaştırma kararı sicile işler mi?

Koruyucu tedbirler kararları adli sicil kaydına işlenmez. Bu bakımdan, hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişini adli sicil kaydında, bir diğer ifadeyle sabıka kaydında söz konusu yarar yer almaz.

 

Uzaklaştırma Kararı Kaç Metredir?

Uzaklaştırma kararı kapsamında, kişinin uyması gereken ve doğrudan düzenlenen metre veya km cinsinden herhangi bir ölçü sınırı bulunmamaktadır. Ancak, bu durum kişinin hakkında uzaklaştırma kararı varken serbestçe hareket edebileceği anlamına gelmez.

 

Sık Sorulan Sorular

Evden uzaklaştırılan erkek ne yapmalı?
Uzaklaştırma kararı olan kişi mesaj atabilir mi?
Uzaklaştırma kararı nereden iptal edilir?
Uzaklaştırma kararı ihlal edilirse ne olur?
Uzaklaştırma kararı neleri kapsar?
Uzaklaştırma kararına itiraz kabul edilirse ne olur?
Uzaklaştırma kararı tebliğ edilmezse ne olur?
3 gün zorlama hapsi nedir?
Uzaklaştırma kararı evden eşya alınır mı?
Evden uzaklaştırma kararı memuriyeti etkiler mi?
Koruma kararına itiraz edilir mi?
1 gün uzaklaştırma cezası sicile işler mi?
Evden uzaklaştırma cezası nedir?
Haksız yere uzaklaştırma alan kişi ne yapmalı?
Kadına şiddetin cezası kaç yıl 2024?
Uzaklaştırma cezası silinir mi?
Uzaklaştırma cezası nasıl iptal edilir?
Uzaklaştırma alan öğrenci yok yazılır mı?
Disiplin affı ne zaman çıkacak?
Disiplin suçlarına af var mı?
Disiplin affı çıkarsa ne olur?
Genel af gelirse ne olur?
2024’te af çıkar mı?
Affı olmayan tek suç nedir?
8 Yargı Paketi kimleri kapsıyor?

 

 

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

Instagram Hesabımız

 

 

 

 

İştirak Nafakası Davası Dilekçe Örneği 2024-2025

İştirak Nafakası Davası Dilekçe Örneği 2024-2025

Velayet kendisine bırakılmayan eşin, velayet kendisine bırakılan eşe; müşterek çocuğun bakım, eğitim ve sağlık giderleri için gücü oranında aylık ödemesi gereken paraya iştirak nafakası denmektedir. İştirak nafakası, boşanmış eşlerin müşterek çocuğu için hükmedilir ve Türk Medeni Kanunu’nun 182. Maddesinde düzenlenmiştir; “Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulmaktadır. Çocuk reşit oluncaya kadar veya 18 yaşını dolduruncaya kadar iştirak nafakası dava yoluyla talep edilebilmektedir. Çocukların giderleri ve nafaka borçlusunun geliri, malvarlığı gibi koşullara orantılı olarak hesaplanacaktır. Çocuğa nafaka ödenmeye devam edilmesi gereken süre Türk Medeni Kanununda belirlenmiştir.

 

 

Dilekçe Örneği

……….. NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI:  İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres

VEKİLİ:  İsim-Soyisim, Baro Sicil Numarası, Adres, UETS Numarası

(Avukatınız var ise bu kısmı doldurunuz)

DAVALI: İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres

KONU: İştirak nafakası artırılması talebinden ibarettir

AÇIKLAMALAR:

Taraflar arasında açılan dava sonucunda, Aile Mahkemesi tarafından verilen …/…/… tarihli …/… Esas, …/… Karar sayılı hüküm ile müvekkilimle davacı arasındaki evlilik bağı mahkeme kararıyla resmen sona ermiştir. Boşanma sürecinde, müşterek çocuğumuzun velayeti tarafıma verilmiştir. Aynı zamanda, davalı tarafın, velayeti müvekkilimde bulunan çocuk için …..… Türk Lirası miktarda iştirak nafakası ödenmesine hükmedilmiştir.

…….. yıl gibi bir süre zarfında geçmiş olup, müşterek çocuk zamanla büyümüş ve ihtiyaçları artmıştır. Önümüzdeki yıl ………. başlayacak olan çocuk için, geçen süre dikkate alınarak ……. Türk Lirası olan iştirak nafakası, dava tarihi itibariyle …….. Türk Lirası artırılarak, toplamda ………. Türk Lirası olarak ödenmesini talep etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

(Yukarıdaki iki paragrafta yer alan bilgileri kişi kendi durum ve koşullarına göre doldurmalıdır)

HUKUKİ DELİLLER: Nüfus Kaydı, ….. Aile Mahkemesi …./…. Esas Numaralı Dosyası ve sair hukuki deliller

HUKUKİ SEBEPLER: Türk Medeni Kanunu madde 182, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair hukuki sebepler

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda özetlendiği üzere, davayı kabul etmenizi talep ederek, dava tarihindeki aylık …….. Türk Lirası iştirak nafakasının, dava tarihinden itibaren ……….Türk Lirası artırılarak ödenmesini istiyorum. Ayrıca, gelecek yıllarda Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenen üretici fiyatları endeksine göre nafakanın artırılmasına karar verilmesini talep ediyorum. Yargılama giderlerinin davalı tarafından karşılanmasını da talep ediyorum. İlgili kararın verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.(…../……../……)

İSİM-SOYİSİM

İMZA

 

Tedbir Nafakasının Önemi ve Miktarı

Evlilik birliği sırasında ve boşanma veya ayrılık davası sürecinde, eşlerin maddi yükümlülükleri devam etmektedir. Ancak, dava sürecinde eşlerin bu yükümlülükleri ihmal etmeleri nedeniyle, bir eşin ekonomik olarak zor durumda kalması mümkün olmaktadır. Kanun koyucu, hem kamu düzenini hem de eşleri ve çocukları korumak amacıyla tedbir nafakasını düzenlemektedir. Bu nafakanın miktarı, hâkim tarafından, ödeme yapacak eşin ekonomik durumu ve ihtiyaç sahibi eşin gereksinimleri dikkate alınarak belirlenmektedir. Uzun süren davalarda tedbir nafakasının önemi artar, çünkü bu nafaka, dava sonucunda hükmedilebilecek yoksulluk nafakası ve çocuklar lehine iştirak nafakasının işlevlerini dava süresince üstlenmektedir.

İştirak nafakasının hesaplanması Türk Medeni Kanunu’nun 330.maddesinde belirli esaslar çerçevesinde düzenlenmektedir. İştirak nafakası, çocukların korunmasına yönelik olduğundan tarafların bu yönde bir talebi olmasa bile mahkeme iştirak nafakası hususunu re ‘sen dikkate alınmaktadır. Boşanma davası sırasında talep edilmemiş olsa dahi boşanma davasından sonra da talep edilmesi mümkündür, herhangi bir sınırlama söz konusu olmamaktadır. Nafaka miktarı belirlenirken iki kıstas esas alınır. Bunlardan biri iştirak nafakası ödemekle yükümlü olan anne veya babanın ekonomik durumudur. Bahsedilen maddi durumun gücü mahkeme tarafından detaylıca araştırılır. Yapılan araştırma sonucu kişinin iştirak nafakası ödeyecek bir geliri olmadığı tespit edilirse kişinin iştirak nafakası vermemesi de kararlaştırıla bilinmektedir. Diğer kıstas ise çocuğun ihtiyaçlarıdır. Bu doğrultu da mahkeme çocuğun bütün eğitim, öğretim giderlerini, masraflarını ve çocuğun yaşam standartlarını gözetmekle yükümlüdür. Hâkim, kararlaştırılan koşulların değişmesi sonucunda nafaka miktarının kendiliğinden arttırabilir veya azaltabilinmektedir.

Benzer Sorulan Sorular

İştirak nafakası nasıl talep edilir?

İştirak nafakasına boşanma davası sonunda hükmedilebileceği gibi sonrasında iştirak nafakası davası açılarak da talep edilebilir. İştirak nafakası güncel enflasyon be ekonomik koşullara uyarlanması amacı ile ayrıca dava açılabilir. Boşanma davasının açılması ile dava esnasında da nafakaya hükmedilebilir.

 

İştirak nafakası hangi hallerde kesilir?

İştirak nafakası, çocuğun ergin olması, nafaka yükümlüsünün ölümü, çocuğun ölümü veya iştirak nafakasının mahkeme kararıyla kaldırılması hallerinde sona erer. Çocuğun ergin olması, kural olarak 18 yaşını doldurmuş olması anlamına gelmektedir.

 

İştirak nafakası maaşın yüzde kaçı?

Davalının geliriyle orantılı olarak hükmedilmektedir. Aynı şekilde çocuğun giderleri de önemlidir. Bu kriterler doğrultusunda hakkaniyetli bir nafaka hükmedilir. Bu da ortalama kişinin gelirinin 1/5 ile 1/10 i arasında değişmektedir.

 

İştirak nafakası neye göre artırılır?

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2008/15449 E. 200(716067 K. sayılı ilamında “İştirak nafakası; çocuğun yaşı, öğrenim durumu, ihtiyaçları ile günün ekonomik koşulları ve ana-babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Durumun değişmesi halinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.

 

İştirak nafakası ayın hangi günü ödenir?

İştirak Nafakasının Miktarının Belirlenmesi Bunun yanı sıra lehine nafakaya hükmedilen çocuğun gereksinimleri, eğitim, sağlık, barınma, ulaşım gibi giderleri ve çocuğun varsa gelirleri de dikkate alınarak nafaka miktarı belirlenir. Türk Medeni Kanunun 330. maddesi uyarınca, nafaka her ay peşin olarak ödenir.

 

Nafaka davasında hakim ne sorar?

Hakim taraflara nafaka talepleri olup olmadıklarını, nafaka talepleri varsa miktarının ne kadar olacağı, nafaka borcunun ne şekilde ve ne zaman ödeneceği konularını soracak ve tarafların iradeleri doğrultusunda nafakaya hükmedecektir.

 

İştirak nafakası ne zaman kesinleşir?

İştirak nafakası çocuğun ergin olmasıyla birlikte kendiliğinden sona erer. Nafaka, boşanma davası sürecinde veya boşanma davasının sona ermesinden sonraki süreçte yoksulluğa düşecek olan lehine hükmedilen paradır. Nafaka; tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası olmak üzere ayrılır.

 

Hakim karar verirken ilk neye bakar?

Mahkemece sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında sanıktan bilgi alınır. Mahkeme başkanı veya hakim tarafından, iddianame okunmak suretiyle, sanığa isnat edilen suç konusu fiiller, buna ilişkin deliller ve ilgili suçlamanın hukuki nitelendirilmesi anlatılır.

 

Nafaka yükseltmek için ne yapmalı?

Nafaka alacaklısı olan kişi artırım talebini ilgili Aile Mahkemesi’ne yapabilir. Nafaka artırmak için dilekçe ve ekindeki gerekli tüm belgelerle başvuru yapılmalıdır. Başvuru için gerekli harç ve diğer ödemeler mahkeme veznesinde yapılabilir. Mahkeme süreçte tarafların mali durumlarını inceler ve delillere bakar.

 

İştirak nafakasından nasıl kurtulurum?

Çocuk için ödenen tarafa türüne “iştirak nafakası” adı verilir. Çocuğun velayetinin değişmesi, nafaka yükümlüsünün ölmesi ya da çocuğun 18 yaşını doldurması hallerinde iştirak nafakası yükümlülüğü sona erer.

 

Sık Sorulan Sorular

İştirak nafakasına itiraz edilebilir mi?
Yeni yasaya göre nafaka nasıl olacak?
Nafaka hangi aylarda artar?
İştirak nafakası nasıl arttırılır?
Nafaka artırım davasında hakim ne sorar?
1 çocuğun nafakası ne kadar 2024?
Nafaka artırım davası ücreti 2024 ne kadar?
20 bin TL alan ne kadar nafaka verir?
Duruşmada ilk söz kime verilir?
Mahkemeye ne giyilir?
Mahkemeye sayın denir mi?
Hâkim karar verirken ilk önce neye bakar?
Hâkim karar verirken ne söyler?
Hâkim kararını neye göre verir?
İştirak nafakası hangi hallerde kesilir?
Yeni nafaka yasası ne zaman yürürlüğe girecek 2024?
Nafakadan nasıl kurtulabilirim?
İştirak Nafakası Davası Dilekçe Örneği 2024-2025
Nafakaya itiraz nasıl yapılır?
Erkek nafakaya itiraz edebilir mi?
Nafaka hangi hallerde iptal edilir?
İştirak nafakası kaldırılabilir mi?

 

 

Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Azim Hukuk bürosu olarak , doğru ve güncel bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.

 

Instagram Hesabımız