Cinsel Taciz Suçu ve Cezası Nedir?

Cinsel Taciz Suçu ve Cezası Nedir?

Cinsel Taciz Suçu ve Cezası Nedir?, Cinsel taciz suçu, cinsel arzu ve isteklerini tatmin etmek üzere bir kimsenin başka bir kimseyi bedensel herhangi bir temasta bulunmadan rahatsız etmesidir. Halk arasında “laf atma”, “sözlü taciz” olarak bilinen anti-sosyal davranış biçimi de cinsel taciz suçunun unsurlarının oluşmasına yol açar. Cinsel taciz suçu serbest hareketli bir suç olup telefonla, sosyal medya üzerinden veya internet yoluyla başka bir yöntem kullanılarak da işlenebilir.

Yetişkinlere veya 15-18 yaş grubuna karşı bedensel temasta bulunma sonucu cinsel amaçla işlenen filleri kapsar.

Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu (TCK m.103): 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı bedensel temasta bulunmak suretiyle cinsel amaçla işlenen fiilleri kapsamaktadır. 15-18 yaş grubunda olan çocuklara karşı hile, cebir, tehdit veya iradeyi etkileyen bir nedenle çocuğun bedeni üzerinde icra edilen fiiller de cinsel istismar suçu olarak nitelenir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu (TCK 104): 15-18 yaş arasında bulunan, çocuğun kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girilmesi halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşur.

Cinsel taciz suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

(1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;

a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Tanık Beyanlarının Önemi

Cinsel taciz suçundan beraat etmek, bazen zorlu bir süreç olabilmektedir. Bu noktada, mahkeme süreci boyunca tanık beyanları önemli bir role sahiptir. Cinsel taciz suçundan beraat etme yolunda tanıkların ifadeleri, davanın seyri üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olabilir.

Tanık ifadelerinin, mahkemede sunulan diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi gerekir. Bu beyanlar, olayın gerçekliğini ortaya koyarken, şüpheli üzerindeki suç isnadının çürütülmesine yardımcı olabilir. Beraatin sağlanabilmesi için, tanıkların güvenilir ve inandırıcı olması büyük önem taşır.

Cinsel Suçların İspatında Deliller ve Özellikleri

Cinsel suçlar Türk Ceza Kanunu’nun 102. Maddesi ve devamında yer almaktadır. Ceza yargılamalarının asıl amacı maddi gerçekliği ortaya koymaktır. Bu sebepten ötürü hakim ilgili davada mağdur ve sanığı dinlemeli, elde edilen deliller ışığında davayı sonuca bağlamalıdır. Davaya bakan hakim suçlunun suçlu olup olmadığına karar vermeli, suçlu olduğuna karar kılarsa suçun ispatını sağlamalıdır. Delil tüm davaların sonuca ulaşması noktasında oldukça değerli bir unsurdur. Cinsel suçlar ise ispat konusunda en zorluk çekilen davalardan bir tanesidir.

TCK m. 105/1 ile düzenlenen reşit mağdura karşı işlenen cinsel taciz suçuna ilişkin yargılama CMK m. 251 ile öngörülen basit yargılama usulüne göre yapılmaktadır. CMK m. 253/3 gereği cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda uzlaşma yoluna gidilememektedir. Dolayısıyla cinsel taciz suçunda uzlaşma mümkün değildir.

Basit saldırı ve sarkıntılık suçu hakkında yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Sarkıntılık ve basit cinsel saldırı suçu dışında TCK md.102’de yer alan tüm cinsel suçlar ile ilgili yargılama yapma görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

 

CEZA HUKUKU - AZİM HUKUK
CEZA HUKUKU – AZİM HUKUK