BOŞANMA HUKUKU - AZİM HUKUK

Hamileyken Boşanmak

Hamileyken Boşanmak, Türk Ceza Kanunu kapsamında hamile kadın koruma altına alınmaktadır. Bu bağlamda, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 233. Maddesi’nin 2. Fıkrasında ‘Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan kadını çaresiz durumda terk eden kişiye, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir’ denilmektedir. Ancak, evlilik birliği içerisinde kadının hamile veya gebe olmadığı halde kocasını hamile olduğuna inandırması ve kandırması duygusal güveni zedelediğinden boşanma davasında duygusal şiddet içeren bir davranış olarak kabul edilmektedir. Bu durumda eşler arasında müşterek hayatın temelinden sarsacak seviyede ve aile birliğin devamına olanak vermeyecek şekilde şiddetli bir geçimsizlik olduğu kabul edilmekte ve davacı eşin dava açması haklı bulunmaktadır.

 

Hamileyken boşanma davası nasıl açılır?

Hamilelik süresince boşanma davası açılması, sürecin hukuki işleyişini etkilemez. Ancak bu süreç, duygusal ve psikolojik açıdan daha hassas bir dönem olabileceği için tarafların daha dikkatli olması gerekmektedir. Hamileyken boşanma davasının açılmasında olaylar çok önemlidir. Bu olayların anlatımına göre affa girebilir, yani hamile kalınmasından önceki dönemde yaşanmış olaylar, hamilelik nedeniyle affedilmiş sayılabilir. Hamileyken boşanma nedenleri arasında fiziksel şiddet, hamileyken aldatma ve ekonomik şiddet sıkça görülmektedir. Hamilelik durumunda, hamile kadın boşanma sürecinde geliri olmadığını ve çalışmadığını iddia ve ispat ederek mahkemeden kendisi için ve çocukları varsa çocukları için nafaka isteyebilir. Boşanma süreci devam ederken, mahkemece kadın için hükmedilen tedbir nafakasını ve çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasını koca ödemek zorundadır. Şayet nafaka ödeme yükümlüsü Nafakayı ödemiyorsa, nafaka alacaklısı eş ödenmemiş veya biriken nafakalar için İcra takibi yoluna başvurarak, nafakasını tahsil edebilir. . Tedbir nafakasını icraya koymak için mahkeme kararının kesinleşmesine gerek yoktur.

Henüz doğmamış çocuğun soybağının tespitinde boşanma kararının kesinleşme anını esas alarak üçlü bir ayrım yapılabilir. Buna göre;

Boşanma kararının kesinleşmesinden önce doğan çocuk evlilik içerisinde doğmuş kabul edileceğinden anne ve baba velayeti birlikte kullanacaktır.
Evliliğin sonlanmasını izleyen 300 gün ‘iddet süresi’ olarak kabul edilecektir. Bu süre içerisinde doğan çocuk evlilik içerisinde doğmuş gibi kabul edilecektir. Dolayısıyla anne ve baba velayeti birlikte kullanacaktır.
İddet süresinin geçmesinden itibaren doğan çocuğun velayeti kural olarak annenin olacaktır. Bu durumun üç istisnası bulunmaktadır: Annenin küçük olması, kısıtlı olması veya ölmüş olması. Bu hallerde velayet babaya verilecektir. Ancak babanın kim olduğu tespit edilemiyor ise sulh hukuk mahkemesi çocuğa vasi atayacaktır.

 

Detaylı hukuki bilgi edinmek için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyiniz.

 

 

BOŞANMA HUKUKU - AZİM HUKUK
BOŞANMA HUKUKU – AZİM HUKUK

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Popüler Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir